Akşam saatleri Kudüs bomba sesiyle yankılanır, işte her şey bu patlama ile başlar… İsrail hükümetinin MESCİD-İ AKSA etrafındaki bütün evleri zorla ya da yüksek ücretler karşılığında satın almıştır, toprağını vermediği için yirmi yıl boyunca kamplarda ve işkence odalarında yaşamaya zorlanan ve İsrail hükümetinin insanlığın unuttuğu ailesini yaşamını her şeyi unutan bir dede… Ülkesine sırt dönen bir direnişçi, kaçırılan küçük çocuk Hansala, kendi insanlarının onuru için susmayan Leyla, evin her tarafına gizli tüneller kazan annenin hikayesi… ‘KUDÜS ya da LEYLA’ oyunu insanlığımızla bir kez daha yüzleşme, ümmet olarak yeniden bir akıl ve vicdan muhasebesi yapma ve kendimizi insanlık testinden geçirme umuduyla yazılmıştır.

Bu oyun, insanlığın unuttuğu, neredeyse bir asırdır unutturulan Filistin halkının sevinçlerini, hüzünlerini, tükenişlerini kısacası ölüme, soykırımla mahkum edilen bir ırkın acı sonunu bütün yönleriyle görmek, göstermek ve bir kez daha düşündürmek için sahnelenmiştir.

Filistin halkının çektiği acıları, sevinçleri ve tükenişleri seyirciye aktarmaya çalışan tiyatro, izleyicilerinden büyük beğeni topladı. Toplumsal yüzleşmeyi sanatsal bir bakış açısıyla ele alan tiyatro oyunu, yaşamayı ve umudu hala diri tutmayı görsel bir anlatımla izleyicilere aktarmaya çalıştı. Okulumuz 11. Sınıf öğrencilerinden Furkan Kerim Kadayıf, Emirhan Özsüleyman, Ege Barış Yılmaz ve Trabzon’unun çeşitli okullarından seçilen öğrenciler tarafından sahnelenen ve izleyicilerden tam not alan ‘Kudüs Ya da Leyla’ isimli tiyatronun sonunda izleyiciler uzun süre oyuncuları ayakta alkışladı.